Beykozlu
New member
Antalya Konyaaltı Kıyısı’nda arkadaş kümesiyle yaz-kış denize giren AÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burhan Özkan’ı, kıyıya yakın bir bölgede denizanası çarptı.
Her sabah arkadaş kümesiyle Konyaaltı Kıyısı’nda yüzmeye gittiğini belirten Prof. Dr. Özkan, “Onlardan biraz erken girdim ve yüzerken açıldım. O esnada toplanmaya başladı. Denizanası görmüşler. Denizanası futbol topu kadar vardı. O bağırtıları duyar duymaz ben de kıyıya yüzmeye başladım. Kıyıya birkaç metre kalınca kolumda yanma hissettim. Baya canım yandı. Denizden çıktım ve birinci başta yavaşça kızarıklık oldu. Akşama kadar acısı geçmedi. Beni çarpan denizanası tahminimce zehirliydi. Kıyıya yakın ve toplu biçimdeydiler” dedi.
Konyaaltı Kıyısı’nda yüzerken çarpan denizanasını kıyıya çıkardılar
“YENİ YENİ GELMEYE BAŞLADILAR”
AÜ Su Eserleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu da denizanalarının İsrail, Lübnan ile Suriye’nin büyük baş belaları olduğunu kaydetti. Kızıldeniz orjinli deniznalarının İskenderun Körfezi’nde de olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gökoğlu, “Rhopilema Nomadica dediğimiz denizanaları bunlar. Çok büyük ve iri oluyorlar. Kızıldeniz’den Akdeniz’e geçen çeşitlerden biri. Bilhassa o bölgelerde besin girdisinin fazla olmasından dolayı çok derecede çoğalıyorlar. Son dalışımızda biz de rastladık. Şubat-Mart-Nisan ayları içerisinde oradaki yoğunluktan ve ana akıntıyla sürüklenenleri Antalya Körfezi’nde görüyoruz” diye konuştu.
Futbol topu büyüklüğündeki denizanalarının kıyıya yakın ve toplu biçimde yüzdükleri açıklandı.
“SAYILARI DAHA DA ARTACAK”
Bilhassa Mart ve Nisan ayları içerisinde denizanalarının sayısının artacağına dikkat çeken Prof. Dr. Gökoğlu, “Mayıs ayında azalma olacak. Haziran ayına kalmaz. Açıklarımızdan geçiyorlar. Ana akıntıdan sürüklenenleri körfezde görüyoruz. Vakit zaman balıkçılarımız karşılaşabilir. Ağlarda gördüklerinde elleriyle atarlarsa, yüz ve gözlerine temas etmesinler” dedi.
Denizanası çarpması kararı oluşan yanık izi…
El avucunun kalın olduğu için epeyce fazla etkilenmediğini belirten Gökoğlu, “Temas olduğu esnada yakma yapabilir ve amonyak, sirke üzere gereçlerle tedavi yapabilirler. Mutlaka tatlı su dökmesinler. Tatlı su dökerlerse, yoğunluk dengesizliğinden dolayı denizanasının bıraktığı küçük baloncuk biçimindeki zehri patlatırlar. Patladığı anda da yakma meydana gelir. Adeta yanmış üzere deride tahriş ortaya koyar” tabirlerini kullandı.
Her sabah arkadaş kümesiyle Konyaaltı Kıyısı’nda yüzmeye gittiğini belirten Prof. Dr. Özkan, “Onlardan biraz erken girdim ve yüzerken açıldım. O esnada toplanmaya başladı. Denizanası görmüşler. Denizanası futbol topu kadar vardı. O bağırtıları duyar duymaz ben de kıyıya yüzmeye başladım. Kıyıya birkaç metre kalınca kolumda yanma hissettim. Baya canım yandı. Denizden çıktım ve birinci başta yavaşça kızarıklık oldu. Akşama kadar acısı geçmedi. Beni çarpan denizanası tahminimce zehirliydi. Kıyıya yakın ve toplu biçimdeydiler” dedi.
Konyaaltı Kıyısı’nda yüzerken çarpan denizanasını kıyıya çıkardılar
“YENİ YENİ GELMEYE BAŞLADILAR”
AÜ Su Eserleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu da denizanalarının İsrail, Lübnan ile Suriye’nin büyük baş belaları olduğunu kaydetti. Kızıldeniz orjinli deniznalarının İskenderun Körfezi’nde de olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gökoğlu, “Rhopilema Nomadica dediğimiz denizanaları bunlar. Çok büyük ve iri oluyorlar. Kızıldeniz’den Akdeniz’e geçen çeşitlerden biri. Bilhassa o bölgelerde besin girdisinin fazla olmasından dolayı çok derecede çoğalıyorlar. Son dalışımızda biz de rastladık. Şubat-Mart-Nisan ayları içerisinde oradaki yoğunluktan ve ana akıntıyla sürüklenenleri Antalya Körfezi’nde görüyoruz” diye konuştu.
Futbol topu büyüklüğündeki denizanalarının kıyıya yakın ve toplu biçimde yüzdükleri açıklandı.
“SAYILARI DAHA DA ARTACAK”
Bilhassa Mart ve Nisan ayları içerisinde denizanalarının sayısının artacağına dikkat çeken Prof. Dr. Gökoğlu, “Mayıs ayında azalma olacak. Haziran ayına kalmaz. Açıklarımızdan geçiyorlar. Ana akıntıdan sürüklenenleri körfezde görüyoruz. Vakit zaman balıkçılarımız karşılaşabilir. Ağlarda gördüklerinde elleriyle atarlarsa, yüz ve gözlerine temas etmesinler” dedi.
Denizanası çarpması kararı oluşan yanık izi…
El avucunun kalın olduğu için epeyce fazla etkilenmediğini belirten Gökoğlu, “Temas olduğu esnada yakma yapabilir ve amonyak, sirke üzere gereçlerle tedavi yapabilirler. Mutlaka tatlı su dökmesinler. Tatlı su dökerlerse, yoğunluk dengesizliğinden dolayı denizanasının bıraktığı küçük baloncuk biçimindeki zehri patlatırlar. Patladığı anda da yakma meydana gelir. Adeta yanmış üzere deride tahriş ortaya koyar” tabirlerini kullandı.