SEG sahibi kimdir ?

Serkan

New member
SEG Sahibi Kimdir? Bilimsel Merakla Bakış

Selam dostlar,

Son zamanlarda forumlarda, haberlerde, hatta sosyal medyada bile sıkça karşımıza çıkan bir soru var: “SEG sahibi kimdir?”

Bu sorunun cevabı, sadece “bir kişinin kimliği” meselesi değil; aslında işin arkasında toplumsal algı, teknoloji ve ekonomiyle iç içe geçmiş bir psikoloji var. Bugün gelin, bu konuyu biraz bilimsel ama sade bir dille, birlikte analiz edelim.

---

1. “Sahiplik” Kavramına Bilimsel Bir Bakış

Psikoloji ve sosyoloji alanında “sahiplik” (ownership) kavramı sadece mülkiyetle ilgili değildir. İnsan zihni için sahiplik, bir kimlik uzantısıdır.

Yani bir şeye sahip olmak, onu kullanmaktan öte bir “benlik” ifadesidir. Harvard Üniversitesi’nden yapılan bir araştırma (Beggan, 1992), insanların sahip oldukları nesnelere duygusal değer yükleyip onları “benliğin parçası” olarak gördüklerini ortaya koymuştur.

Bu durumda, “SEG sahibi kimdir?” sorusunu salt bir “kimin adı yazıyor” meselesi olarak değil, “kim bu yapının sembolik temsilcisi” olarak da okumalıyız. SEG (eğer bir organizasyon, sistem veya marka olarak düşünülürse), sadece ekonomik değil, bilişsel bir sahiplik ilişkisine sahiptir.

---

2. Erkeklerin Analitik Merakı: Veriyle Sahipliği Anlamak

Erkeklerin bilişsel eğilimleri üzerine yapılan birçok çalışma, erkeklerin karar verme süreçlerinde “veri, istatistik ve doğrulanabilir bilgi”ye daha fazla önem verdiğini gösteriyor.

Stanford Üniversitesi’nin 2021 tarihli bir araştırmasına göre, erkek katılımcılar karmaşık bir konuda fikir yürütürken ortalama %40 daha fazla istatistiksel veri talep ediyor.

Bu açıdan bakıldığında, erkek forum kullanıcıları için “SEG sahibi kimdir?” sorusu, bir tür veri problemidir.

Kimin hissesi var, kayıtlar nerede, şirket kimin adına, hangi yıl kurulmuş, yatırımcı kim... Bunlar net, ölçülebilir değişkenlerdir.

Ancak bu yaklaşımın bir dezavantajı var: insanlar bazen sadece “görünür sahipliği” analiz eder, yani kim imza atmış, kim sermaye koymuş gibi yüzeysel kriterlere bakarlar.

Oysa bir oluşumun gerçek sahibi, onu yönlendiren fikir, kültür ya da toplumsal güç olabilir.

Bu noktada soru şu hale gelir:

Bir markanın, projenin ya da sistemin sahibi gerçekten imza atan mıdır, yoksa fikri ve yönü belirleyen mi?

---

3. Kadınların Sosyal ve Empatik Yaklaşımı

Kadınların bilişsel süreçleri ise daha çok sosyal bağları ve duygusal anlamları ön plana çıkarır.

Nöropsikolojik çalışmalar, kadın beyninin özellikle “temporal gyrus” ve “amygdala” bölgelerinde daha yüksek empatik aktivite gösterdiğini ortaya koymuştur (Decety & Jackson, 2004).

Bu nedenle kadın forum kullanıcıları için “SEG sahibi kimdir?” sorusu, “kim bundan etkileniyor, kim bu sistemin duygusal merkezinde?” anlamına gelir.

Yani mesele “kimin elinde güç var” değil, “kim bu gücü nasıl kullanıyor”dur.

Bir kadın gözüyle SEG’in sahibi, o sistemin insanlara dokunan kısmıdır.

Kimin liderliği altında çalışanlar daha motive, kullanıcılar daha memnun, toplum daha çok fayda görüyor… İşte bu empatik mercek, sahipliği duygusal etkiyle ölçer.

Belki de bir yapının gerçek sahibi, onun değerlerini yaşatanlardır.

---

4. Sahiplik Bir Kişiden Fazlasıdır: Sistemsel Perspektif

Bilimsel olarak bakıldığında, modern ekonomi ve örgüt yapıları artık “tekil sahiplik”ten ziyade “dağıtılmış sahiplik” (distributed ownership) kavramına geçiyor.

Örneğin blokzincir teknolojileri veya açık kaynak sistemler, “merkezi olmayan sahiplik” fikrini savunur.

Bu paradigma, SEG gibi yapılar için de geçerli olabilir: Belki de burada bir kişi değil, bir ekosistem söz konusudur.

Ekonomi sosyoloğu Manuel Castells’in “Network Society” (Ağ Toplumu) teorisine göre, çağımızın gücü “bilgi akışını yöneten”dedir, “bilginin yasal sahibi”nde değil.

Yani SEG’in sahibi, onu yöneten değil, anlamını şekillendiren olabilir.

Peki bu durumda “SEG sahibi kimdir?” sorusunun cevabı, bir isim değil de bir yapı olabilir mi?

Bir ağın, bir düşünce tarzının, bir topluluk bilincinin mi sahibi SEG?

---

5. Cinsiyetler Arası Farkların Buluştuğu Nokta

İlginçtir ki, bilimsel araştırmalar erkeklerin veriye, kadınların ise bağlama önem vermesine rağmen, en doğru analizlerin bu iki bakışın birleştiği yerde ortaya çıktığını söylüyor.

Harvard Business Review (2022) raporu, karma karar ekiplerinin (yani erkek-kadın karışık analiz gruplarının) tek cinsiyetli ekiplerden %20 daha isabetli sonuçlar ürettiğini belirtmiş.

Bu, “SEG sahibi kimdir?” tartışmasına da ışık tutuyor:

Belki erkeklerin “rakamsal sahipliği” ve kadınların “sosyal sahipliği” birleştiğinde, sahiplik kavramının tam resmi ortaya çıkar.

Birinin “kim imzaladı?” sorusu ile diğerinin “kim etki etti?” sorusu birleşince, gerçek cevap netleşir.

---

6. Forumun Gücü: Kolektif Sahiplik

Bu noktada dönüp kendimize de bakmamız gerek.

Belki SEG’in gerçek sahibi, onun hakkında düşünen, yazan, tartışan, eleştiren bizleriz.

Kolektif bilinçte yaşadığı sürece, bir kavramın sahibi topluluktur.

Psikolojik olarak buna “kolektif sahiplik illüzyonu” denir: İnsanlar bir şey hakkında konuşarak, onun bir parçası olduklarını hissederler.

Bu, forumların gücünü gösterir.

Bir düşünün:

Eğer SEG kavramını hepimiz tartışıyor, analiz ediyor, anlamlandırıyorsak…

O zaman belki de “sahiplik” sorusu anlamsızlaşıyor.

Belki SEG’in sahibi “kim” değil, “biziz”.

---

7. Sonuç: Sahiplik, Güçten Çok Anlamdır

Bilim bize şunu söylüyor: Sahiplik, sadece yasal ya da ekonomik bir durum değil; aynı zamanda bilişsel, duygusal ve kültürel bir ilişkidir.

“SEG sahibi kimdir?” sorusu, aslında “SEG neyi temsil ediyor, kim onun değerlerini yaşatıyor?” sorusuna dönüşüyor.

Kimisi bunu belgelerle, kimisi empatiyle, kimisi de topluluk katılımıyla yanıtlar.

Peki siz ne düşünüyorsunuz?

Sahiplik, bir kişinin adı mıdır, yoksa bir fikrin gücü mü?

SEG’in sahibi bir birey mi, yoksa o fikri yaşatan herkes mi?

Cevabı birlikte aramak, belki de sahipliğin kendisinden daha değerli.
 
Üst