Beykozlu
New member
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şule Yüksel Şenler Vakfı Hizmet Binası Açılış Programı’na katıldı.
Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şu biçimde:
“Şule Yüksel Şenler devrin cumhurbaşkanı tarafınca açıkça tehdit edildi. Fakat inandığı yoldan dönmedi. Tüm baskılara tehditlere karşın Şule Yüksel Hanım hem direnişin hem dirilişin sembollerinden biri haline geldi. Faşizmin kol gezdiği karanlık senelerda Şule Yüksel Şenler İnsanlarımıza özgüven alışamış, birçok genç kızımızın ilim ve hikmetle buluşmasına öncülük etmiştir. Türkiye ve bayanlarımızın elde attığı muvaffakiyetlerde Şule ablamızın fazlaca büyük hissesi vardır.
Milletin iradesine vurulan zincirleri tek tek parçaladık. Üniversite kapılarında gözyaşı döken genç kızlarımızın acılarını dindirdik. Kamuda başörtülü bayanlarımızın baskıya uğramadan çalışmalarının önünü açtık. Artık başörtülü valimiz de subaylarımız da var. Bütün bunlarla birlikte yargıda yargıçlarımız, savcılarımız var. Hani olmaz diyorlardı? Er yahut geç olacak dedik ve oldu.
Kat sayı zulmü üzere adaletsizlikleri ortadan kaldırdık. Kur’an kurslarımızı ve ilim irfan yuvalarını maksat alan darbe eseri düzenlemeleri tarihe gömdük. Artık atacağımız yeni bir adımla bayanlarımızın hak ve hürriyet alanını daha da genişleteceğiz.
“REFORM SÜRECİNİN BAŞ TACI OLACAK”
Anayasa teklifi yasalaşınca ıslahat sürecimizin adeta tacı olacak. Düzenleme yasalaştığında kimse toplumsal medya üzerinden eski yaraları deşemeyecek. Madem bunu söylemiş oldun, anayasal tabana oturtalım dedik.
Kadınların en temel hakkı olan kılık kıyafet özgürlüğü anayasal teminata kavuşturularak eski Türkiye heveslilerinin kursaklarına bir düğüm daha atılacaktır.
“İNSAN FITRATINA MUHALİF SAPKINLIK VİRÜSÜ”
Arkadaşlarım ziyaret etmek istedi, kabul etmediler. Teklifimizle bayanlarımızın haklarını güçlendireceğiz. Özgürlük kılıfı altında aile kurumunun yok edilmesine istek göstermeyeceğiz. İnsan fıtratına alışılmamış sapkınlık virüsünün millet varlığımızı zehirlemesinin önüne set çekmek istiyoruz.
“NE MİLLETİMİZ NE BAYANLARIMIZ AFFEDECEK”
400’ün üzerinde oyla bayanlarımızın beklentisine Meclis’in karşılık vermesini bekliyoruz. Beklentimiz gerçekleşmezse bu durumda egemenlik kayıtsız koşulsuz milletin demiyor muyuz? Öyleyse millete gideceğiz. Altını çizerek tabir etmek isterim ki, bu biçimde bir problemde ipe un serilmesini ne milletimiz, ne bayanlarımız affedecektir.”
Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şu biçimde:
“Şule Yüksel Şenler devrin cumhurbaşkanı tarafınca açıkça tehdit edildi. Fakat inandığı yoldan dönmedi. Tüm baskılara tehditlere karşın Şule Yüksel Hanım hem direnişin hem dirilişin sembollerinden biri haline geldi. Faşizmin kol gezdiği karanlık senelerda Şule Yüksel Şenler İnsanlarımıza özgüven alışamış, birçok genç kızımızın ilim ve hikmetle buluşmasına öncülük etmiştir. Türkiye ve bayanlarımızın elde attığı muvaffakiyetlerde Şule ablamızın fazlaca büyük hissesi vardır.
Milletin iradesine vurulan zincirleri tek tek parçaladık. Üniversite kapılarında gözyaşı döken genç kızlarımızın acılarını dindirdik. Kamuda başörtülü bayanlarımızın baskıya uğramadan çalışmalarının önünü açtık. Artık başörtülü valimiz de subaylarımız da var. Bütün bunlarla birlikte yargıda yargıçlarımız, savcılarımız var. Hani olmaz diyorlardı? Er yahut geç olacak dedik ve oldu.
Kat sayı zulmü üzere adaletsizlikleri ortadan kaldırdık. Kur’an kurslarımızı ve ilim irfan yuvalarını maksat alan darbe eseri düzenlemeleri tarihe gömdük. Artık atacağımız yeni bir adımla bayanlarımızın hak ve hürriyet alanını daha da genişleteceğiz.
“REFORM SÜRECİNİN BAŞ TACI OLACAK”
Anayasa teklifi yasalaşınca ıslahat sürecimizin adeta tacı olacak. Düzenleme yasalaştığında kimse toplumsal medya üzerinden eski yaraları deşemeyecek. Madem bunu söylemiş oldun, anayasal tabana oturtalım dedik.
Kadınların en temel hakkı olan kılık kıyafet özgürlüğü anayasal teminata kavuşturularak eski Türkiye heveslilerinin kursaklarına bir düğüm daha atılacaktır.
“İNSAN FITRATINA MUHALİF SAPKINLIK VİRÜSÜ”
Arkadaşlarım ziyaret etmek istedi, kabul etmediler. Teklifimizle bayanlarımızın haklarını güçlendireceğiz. Özgürlük kılıfı altında aile kurumunun yok edilmesine istek göstermeyeceğiz. İnsan fıtratına alışılmamış sapkınlık virüsünün millet varlığımızı zehirlemesinin önüne set çekmek istiyoruz.
“NE MİLLETİMİZ NE BAYANLARIMIZ AFFEDECEK”
400’ün üzerinde oyla bayanlarımızın beklentisine Meclis’in karşılık vermesini bekliyoruz. Beklentimiz gerçekleşmezse bu durumda egemenlik kayıtsız koşulsuz milletin demiyor muyuz? Öyleyse millete gideceğiz. Altını çizerek tabir etmek isterim ki, bu biçimde bir problemde ipe un serilmesini ne milletimiz, ne bayanlarımız affedecektir.”