bencede
New member
Kovid-19 Pandemisi, tedarik zinciri darboğazları, Ukrayna’da yaşanan savaş ve dünya genelinde tesirini gösteren enflasyon, gelişmekte olan ülkelerin borçlarını ödeme yetkinliklerine ziyan vermeye devam ediyor.
Dünya’dan Hilal Sarı’nın haberine bakılırsa; Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) düşük ve orta gelirli 120 iktisadın borç kırılganlık göstergelerini inceleyerek hazırladığı borç kırılganlık raporu, 19’u epey kritik seviyede olmak üzere 72 iktisadın temerrüt riski açısından ‘kırılgan’ olduğunu ortaya koydu.
Milletlerarası Para Fonu ve Dünya Bankası’nın Borç Sürdürülebilirlik Değerlendirmeleri’nden, kredi notlarından ve öteki çeşitli ölçütlerden yararlanılarak hazırlanan raporun, birçok düşük gelirli ekonomilerden oluşan temerrüt riski bulunan ülkeler listesinde Türkiye ve aslına bakarsan temerrüte düşmüş olan Arjantin haricinde G-20 iktisadı yer almadı.
Borç kırılganlık listesinde ülkeler üç kategoriye ayrılmış durumda: Temerrütte/Temerrüte düşmek üzere; Temerrüt riski çok yüksek; Yüksek Spekülatif.
Türkiye, raporun ‘Yüksek Spekülatif’ kategorisinde yer aldı.
TOPLAM BORÇ 598 MİLYAR DOLAR
Raporda, kelam konusu bu 72 iktisadın 2021-2025 devrinde ödemesi gereken ve riskli olarak bedellendirilen toplam borç servisi 598 milyar dolar seviyesinde olduğu kestirim ediliyor. Bu toplamın 130 milyar doları ise 2021 yılı borç ödemelerinin riskli bulunan kısmı. 72 ülkenin riskli olarak bedellendirilen toplam borcunun 2022 için 125, 2023 için 121, 2024 için 114 ve 2025 için 106 milyar dolar olması öngörülüyor.
BORCUN YARISI ÖZEL KREDİTÖRLERE İLİŞKİN
Raporun riskli gördüğü toplam borcun yüzde 52’si (311 milyar dolar) özel kreditörlerden alınan borçlar. 2021 yılı için 130 milyar dolar borcun yüzde 54’üne denk gelen 70 milyar dolar da bir daha özel kreditörlere ilişkin durumda.
BORCUN BİRÇOK YÜKSEK-ORTA GELİRLİ İKTİSATLARIN
Düşük gelirli ekonomiler risk listesinin büyük bir kısmını oluştursa da, 568 milyar dolarlık riskli borcun yalnızca yüzde 6’sına denk gelen 36,2 milyar doları bu ülkelere ilişkin borçlar.
Düşük-orta gelirli ülkeler toplam borcun yüzde 49’unu (294,1 milyar dolar), Türkiye’nin de ortalarında olduğu yüksek-orta gelirli ülkeler ise bu borcun yüzde 45’ini (268,1 milyar dolar) oluşturuyor. Yüksek-orta gelir kümesindeki borcun büyük bir kısmı “esasen temerrütte ve temerrüte düşmek üzere” kategorisinde yer aldı. Başta Arjantin olmak üzere, Venezuela, Lübnan ve Ekvador bu büyük ekonomiler içinde.
YALNIZCA 3’TE BİRİ ‘ERTELENEBİLİR’
Dünya Bankası’nın gelişmiş ekonomiler ve özel kreditörlerle pandemi müddetince başlatmış olduğu borçları erteleme insyitaflerinden (DSSI ve CF) UNDP raporundaki 72 ülkelik listenin yalnızca 49’u faydalanabiliyor. Fakat bu 49 ülkenin borcun toplamındaki hissesi yalnızca yüzde 35. Borç erteleme teşebbüslerinden yaralanmayan 23 ülke ise toplam borcun yüzde 65’inin (387 milyar dolar) sahibi. Bu da riskli görülen toplam borcun yalnızca üçte birinin erteleme programlarına başvurabileceği, üçte ikisinde ise borç erteleme olmayacağı manasına geliyor.
”BORÇ KRİZİ DALGASINA HAZIR MIYIZ?”
Dünya Bankası da 28 Mart tarihindeki “Borç krizi dalgasına hazır mıyız?” blog yazısında yüksek enflasyon, yavaş büyüme ve sıkılaşan finansal şartların gelişmekte ve kalkınmakta olan ekonomilerde borç krizlerine niye olacağını öngörüyor.
“KİTLESEL ŞOVLAR YAŞANACAK”
BM’nin Ticaret ve Kalkınma Örgütü UNCTAD ise 16 Mart tarihindeki raporunda savaşın ticaret ve kalkınma üstündeki etkisinin global ekonomik görünümünü bozduğu ve bilhassa Afrika ülkeleri ve en az gelişmiş ülkeler için alarm zilleri çaldığının altı çiziliyor.
Raporda ayrıyeten besin ve yakıt fiyatlarındaki artışın geçmişte olduğu üzere kitlesel huzursuzluklara niye olabileceği varsayım ediliyor. Ayrıyeten Çin’den Avrupa’ya demiryolu nakliyatının savaş niçiniyle aksaması durumunda ise navlun fiyatlarında da önemli artışlar olabileceği uyarısı yapılıyor.
Dünya’dan Hilal Sarı’nın haberine bakılırsa; Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) düşük ve orta gelirli 120 iktisadın borç kırılganlık göstergelerini inceleyerek hazırladığı borç kırılganlık raporu, 19’u epey kritik seviyede olmak üzere 72 iktisadın temerrüt riski açısından ‘kırılgan’ olduğunu ortaya koydu.
Milletlerarası Para Fonu ve Dünya Bankası’nın Borç Sürdürülebilirlik Değerlendirmeleri’nden, kredi notlarından ve öteki çeşitli ölçütlerden yararlanılarak hazırlanan raporun, birçok düşük gelirli ekonomilerden oluşan temerrüt riski bulunan ülkeler listesinde Türkiye ve aslına bakarsan temerrüte düşmüş olan Arjantin haricinde G-20 iktisadı yer almadı.
Borç kırılganlık listesinde ülkeler üç kategoriye ayrılmış durumda: Temerrütte/Temerrüte düşmek üzere; Temerrüt riski çok yüksek; Yüksek Spekülatif.
Türkiye, raporun ‘Yüksek Spekülatif’ kategorisinde yer aldı.
TOPLAM BORÇ 598 MİLYAR DOLAR
Raporda, kelam konusu bu 72 iktisadın 2021-2025 devrinde ödemesi gereken ve riskli olarak bedellendirilen toplam borç servisi 598 milyar dolar seviyesinde olduğu kestirim ediliyor. Bu toplamın 130 milyar doları ise 2021 yılı borç ödemelerinin riskli bulunan kısmı. 72 ülkenin riskli olarak bedellendirilen toplam borcunun 2022 için 125, 2023 için 121, 2024 için 114 ve 2025 için 106 milyar dolar olması öngörülüyor.
BORCUN YARISI ÖZEL KREDİTÖRLERE İLİŞKİN
Raporun riskli gördüğü toplam borcun yüzde 52’si (311 milyar dolar) özel kreditörlerden alınan borçlar. 2021 yılı için 130 milyar dolar borcun yüzde 54’üne denk gelen 70 milyar dolar da bir daha özel kreditörlere ilişkin durumda.
BORCUN BİRÇOK YÜKSEK-ORTA GELİRLİ İKTİSATLARIN
Düşük gelirli ekonomiler risk listesinin büyük bir kısmını oluştursa da, 568 milyar dolarlık riskli borcun yalnızca yüzde 6’sına denk gelen 36,2 milyar doları bu ülkelere ilişkin borçlar.
Düşük-orta gelirli ülkeler toplam borcun yüzde 49’unu (294,1 milyar dolar), Türkiye’nin de ortalarında olduğu yüksek-orta gelirli ülkeler ise bu borcun yüzde 45’ini (268,1 milyar dolar) oluşturuyor. Yüksek-orta gelir kümesindeki borcun büyük bir kısmı “esasen temerrütte ve temerrüte düşmek üzere” kategorisinde yer aldı. Başta Arjantin olmak üzere, Venezuela, Lübnan ve Ekvador bu büyük ekonomiler içinde.
YALNIZCA 3’TE BİRİ ‘ERTELENEBİLİR’
Dünya Bankası’nın gelişmiş ekonomiler ve özel kreditörlerle pandemi müddetince başlatmış olduğu borçları erteleme insyitaflerinden (DSSI ve CF) UNDP raporundaki 72 ülkelik listenin yalnızca 49’u faydalanabiliyor. Fakat bu 49 ülkenin borcun toplamındaki hissesi yalnızca yüzde 35. Borç erteleme teşebbüslerinden yaralanmayan 23 ülke ise toplam borcun yüzde 65’inin (387 milyar dolar) sahibi. Bu da riskli görülen toplam borcun yalnızca üçte birinin erteleme programlarına başvurabileceği, üçte ikisinde ise borç erteleme olmayacağı manasına geliyor.
”BORÇ KRİZİ DALGASINA HAZIR MIYIZ?”
Dünya Bankası da 28 Mart tarihindeki “Borç krizi dalgasına hazır mıyız?” blog yazısında yüksek enflasyon, yavaş büyüme ve sıkılaşan finansal şartların gelişmekte ve kalkınmakta olan ekonomilerde borç krizlerine niye olacağını öngörüyor.
“KİTLESEL ŞOVLAR YAŞANACAK”
BM’nin Ticaret ve Kalkınma Örgütü UNCTAD ise 16 Mart tarihindeki raporunda savaşın ticaret ve kalkınma üstündeki etkisinin global ekonomik görünümünü bozduğu ve bilhassa Afrika ülkeleri ve en az gelişmiş ülkeler için alarm zilleri çaldığının altı çiziliyor.
Raporda ayrıyeten besin ve yakıt fiyatlarındaki artışın geçmişte olduğu üzere kitlesel huzursuzluklara niye olabileceği varsayım ediliyor. Ayrıyeten Çin’den Avrupa’ya demiryolu nakliyatının savaş niçiniyle aksaması durumunda ise navlun fiyatlarında da önemli artışlar olabileceği uyarısı yapılıyor.