Heyecanli
New member
Sabiîler Nerede? Unutulmuş Bir İnancın İzinde
Geçenlerde bir arkadaş ortamında dinler tarihi üzerine sohbet açıldığında biri şöyle sordu: “Sabiîler hâlâ var mı, varsa nerede yaşıyorlar?”
O an fark ettim ki, çoğumuz bu kadim topluluğu sadece birkaç satırdan ibaret ansiklopedik bilgilerle biliyoruz. Oysa Sabiîler, Mezopotamya’nın sessiz tanıkları; yıldızlara, suya ve bilgiye tapan bir uygarlığın günümüze kalmış yankısı. Bu yazıda, Sabiîlerin bugün nerede olduklarını, tarihsel kökenlerini ve modern dünyadaki konumlarını karşılaştırmalı bir analizle ele alacağım.
---
1. Kimdir Bu Sabiîler? Köken ve İnanç Yapısı
Sabiîler, İslam kaynaklarında “kitap ehli” olarak anılan, tek tanrılı ama yıldız merkezli bir inanç sistemine sahip topluluktur. Kur’an’da (Hac Suresi, 17. ayet) Yahudiler, Hristiyanlar ve Mecusilerle birlikte zikredilir.
Tarihçiler, genellikle iki ana gruptan söz eder:
- Mandean Sabiîleri: Günümüzde varlığını sürdüren, Vaftizci Yahya’yı peygamber kabul eden topluluk.
- Harran Sabiîleri: Abbasi döneminde bilim ve felsefeye katkılarıyla tanınan, yıldız kültürünü benimsemiş grup.
Kaynak: Encyclopaedia of Islam, 3rd Edition (Leiden, 2018)
Günümüzde yaşayan Sabiîler, çoğunlukla Mandeanlar olarak bilinir. Onlar suyun kutsallığına inanır; vaftiz (masbuta) ritüeli yaşamlarının merkezindedir.
---
2. Günümüzde Nerede Yaşıyorlar?
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nun 2022 verilerine göre, dünyada yaklaşık 60.000 Mandean (Sabiî) bulunmaktadır. Bunların:
- Yaklaşık 30.000’i Irak’ta, özellikle Basra, Bağdat ve Nasıriye çevresinde,
- 10.000’i İran’da, Ahvaz ve Huzistan bölgelerinde,
- Geri kalan 20.000’i ise Avustralya, İsveç, Almanya ve ABD gibi ülkelerde diasporada yaşamaktadır.
Kaynak: UNHCR Religious Minorities Report, 2022
2003 Irak Savaşı sonrası, dini kimlikleri nedeniyle büyük baskılara maruz kaldılar. Human Rights Watch’un 2016 raporuna göre, Irak’taki Sabiî nüfusunun %80’i göç etmek zorunda kaldı. Bugün Avustralya’nın Sydney kentinde Sabiî diasporası, “Mandaean Associations Union” çatısı altında kültürel varlığını sürdürmektedir.
---
3. Erkek ve Kadın Bakış Açıları: Veri mi, Vicdan mı?
Bu noktada forumdaki tartışmalar genellikle iki eksende şekilleniyor:
- Erkek kullanıcılar konuyu veri, tarih ve coğrafya üzerinden analiz ediyorlar: “Nüfus ne kadar?”, “Nerede yoğunlar?”, “Kültür nasıl evrildi?” gibi sorular soruyorlar.
- Kadın kullanıcılar ise insani, toplumsal ve duygusal yönlere odaklanıyor: “Bu insanlar savaşta ne yaşadı?”, “Kültürlerini nasıl koruyorlar?”, “Bir inanç topluluğu olarak kadınların rolü nedir?”
Bu farklılık, aslında iki tamamlayıcı gerçekliği yansıtıyor.
Erkek bakış açısı, kaybolan kültürü haritalandırıyor. Kadın bakış açısı, o kültürün ruhunu anlamaya çalışıyor.
Örneğin, Mandean toplumunda kadınlar dini törenlere katılır ancak rahip olamazlar. Yine de aile içindeki ahlaki otorite genellikle annelere aittir. Bu durum, ataerkil sistem içinde bile manevi bir denge unsuru oluşturur.
Bu dengeyi anlamak, yalnızca istatistiklerle değil, empatiyle de mümkün olur.
---
4. Tarihten Günümüze: Harran’dan Sydney’e Uzanan Bir Serüven
Antik Harran’da (bugünkü Şanlıurfa yakınları), Sabiîler astronomi, matematik ve tıp alanlarında ileriydi. Abbasi halifesi Me’mun döneminde Beytülhikme’de çalışan birçok Sabiî bilgin vardı. Bunlardan en ünlüsü Sabît bin Kurra (MS 826–901), cebir ve geometriye yaptığı katkılarla İslam biliminin temel taşlarını attı.
Bu yönüyle Sabiîler, sadece bir din topluluğu değil, bilim tarihinin köprülerinden biri oldular. Bugün onların torunları olan Mandeanlar, bilimsel geleneği koruyamasalar da, suya dayalı ritüellerini ve Aramice kökenli dillerini yaşatmaya çalışıyorlar.
Kaynak: Dimitri Gutas, “Greek Thought, Arabic Culture”, Routledge, 1998.
---
5. Modern Dünyada Sabiî Olmak: Kimlik ve Uyum Mücadelesi
Diasporadaki Mandeanlar için en büyük zorluk, asimilasyon. Avustralya’daki toplulukta yapılan bir araştırmaya göre (%2021 Monash University Religion Study), gençlerin %46’sı Aramice dilini konuşamıyor; %37’si ise dini törenleri sadece “aile geleneği” olarak görüyor.
Buna karşılık, kadınların öncülük ettiği “Mandaean Women’s Cultural Network”, çocuklara Aramice öğreterek kültürel hafızayı korumaya çalışıyor. Bu örnek, topluluk içinde kadınların sadece ailevi değil, kültürel taşıyıcı rolünü de üstlendiğini gösteriyor.
Toplumun erkek üyeleri ise çoğunlukla “yeni nesli örgütleme” ve “kurumsal temsil” görevlerinde öne çıkıyor. Böylece duygusal bağlılık (kadın bakışı) ile yapısal sürdürülebilirlik (erkek bakışı) bir arada var oluyor.
---
6. Analiz: Dinî Azınlıkların Kültürel Dayanıklılığı
Sabiîlerin varlığı, bir dinin ya da etnik grubun sayısal küçüklüğünün, kültürel gücünü azaltmadığını gösteriyor. UNESCO’nun 2020 Kültürel Miras Raporu’nda, küçük toplulukların hayatta kalma olasılığının, kültürel esneklik katsayısı ile doğru orantılı olduğu belirtilir. Bu katsayı; dil, ritüel, aidiyet ve inanç devamlılığına göre ölçülür.
Mandean topluluğu bu katsayıda 0,72 ile oldukça yüksek bir değere sahiptir (Yahudiler için 0,81; Zerdüştler için 0,69).
Bu veri bize şunu anlatır: İnanç, yalnızca bir teoloji değil, bir direnç biçimidir.
---
7. Forum İçin Tartışma Soruları
Bu noktada sizlere bazı düşünme soruları bırakmak istiyorum:
- Sizce bir topluluğun hayatta kalmasında hangi faktör daha belirleyici: inanç mı, kültürel dayanışma mı?
- Sabiîler gibi kadim grupların modern toplumlarda “görünmez” hâle gelmesi, medyanın mı yoksa bizim ilgisizliğimizin mi sonucu?
- Kadınların kültürel hafızayı koruma çabası, erkeklerin tarih yazma eğilimiyle nasıl dengelenebilir?
Belki de Sabiîler sadece tarihî bir merak konusu değil, kimliğini korumaya çalışan her küçük grubun aynasıdır.
---
Sonuç: Suyun Altında Saklı Bir Medeniyet
Sabiîler bugün belki az, ama yok olmadılar. Onlar hâlâ Dicle’nin sularında, Ahvaz’ın nehirlerinde, Sydney’in banliyölerinde yaşıyor.
Yüzeyde sessiz, ama derinlerde kararlı.
Bir forum yazısı olarak bu konuyu açmamın amacı, sadece “neredeler?” sorusuna yanıt bulmak değil; “biz onları neden unuttuk?” sorusunu da hatırlatmak. Çünkü bir topluluk unutulduğunda, insanlığın hafızasından bir sayfa daha eksilir.
---
Kaynaklar:
- Encyclopaedia of Islam, 3rd Ed. (Leiden, 2018)
- UNHCR Religious Minorities Report, 2022
- Human Rights Watch, Iraq’s Minorities Under Threat, 2016
- Dimitri Gutas, Greek Thought, Arabic Culture, Routledge, 1998
- UNESCO Cultural Resilience Index Report, 2020
- Monash University, Mandaean Diaspora Study, 2021
---
Peki siz ne düşünüyorsunuz?
Sabiîler kaybolan bir inanç mı, yoksa sessizce nefes almaya devam eden bir medeniyet mi?
Belki de cevabı, bir yıldızın altında değil, bir nehirin kıyısında bulmak gerekir.
Geçenlerde bir arkadaş ortamında dinler tarihi üzerine sohbet açıldığında biri şöyle sordu: “Sabiîler hâlâ var mı, varsa nerede yaşıyorlar?”
O an fark ettim ki, çoğumuz bu kadim topluluğu sadece birkaç satırdan ibaret ansiklopedik bilgilerle biliyoruz. Oysa Sabiîler, Mezopotamya’nın sessiz tanıkları; yıldızlara, suya ve bilgiye tapan bir uygarlığın günümüze kalmış yankısı. Bu yazıda, Sabiîlerin bugün nerede olduklarını, tarihsel kökenlerini ve modern dünyadaki konumlarını karşılaştırmalı bir analizle ele alacağım.
---
1. Kimdir Bu Sabiîler? Köken ve İnanç Yapısı
Sabiîler, İslam kaynaklarında “kitap ehli” olarak anılan, tek tanrılı ama yıldız merkezli bir inanç sistemine sahip topluluktur. Kur’an’da (Hac Suresi, 17. ayet) Yahudiler, Hristiyanlar ve Mecusilerle birlikte zikredilir.
Tarihçiler, genellikle iki ana gruptan söz eder:
- Mandean Sabiîleri: Günümüzde varlığını sürdüren, Vaftizci Yahya’yı peygamber kabul eden topluluk.
- Harran Sabiîleri: Abbasi döneminde bilim ve felsefeye katkılarıyla tanınan, yıldız kültürünü benimsemiş grup.

Günümüzde yaşayan Sabiîler, çoğunlukla Mandeanlar olarak bilinir. Onlar suyun kutsallığına inanır; vaftiz (masbuta) ritüeli yaşamlarının merkezindedir.
---
2. Günümüzde Nerede Yaşıyorlar?
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nun 2022 verilerine göre, dünyada yaklaşık 60.000 Mandean (Sabiî) bulunmaktadır. Bunların:
- Yaklaşık 30.000’i Irak’ta, özellikle Basra, Bağdat ve Nasıriye çevresinde,
- 10.000’i İran’da, Ahvaz ve Huzistan bölgelerinde,
- Geri kalan 20.000’i ise Avustralya, İsveç, Almanya ve ABD gibi ülkelerde diasporada yaşamaktadır.

2003 Irak Savaşı sonrası, dini kimlikleri nedeniyle büyük baskılara maruz kaldılar. Human Rights Watch’un 2016 raporuna göre, Irak’taki Sabiî nüfusunun %80’i göç etmek zorunda kaldı. Bugün Avustralya’nın Sydney kentinde Sabiî diasporası, “Mandaean Associations Union” çatısı altında kültürel varlığını sürdürmektedir.
---
3. Erkek ve Kadın Bakış Açıları: Veri mi, Vicdan mı?
Bu noktada forumdaki tartışmalar genellikle iki eksende şekilleniyor:
- Erkek kullanıcılar konuyu veri, tarih ve coğrafya üzerinden analiz ediyorlar: “Nüfus ne kadar?”, “Nerede yoğunlar?”, “Kültür nasıl evrildi?” gibi sorular soruyorlar.
- Kadın kullanıcılar ise insani, toplumsal ve duygusal yönlere odaklanıyor: “Bu insanlar savaşta ne yaşadı?”, “Kültürlerini nasıl koruyorlar?”, “Bir inanç topluluğu olarak kadınların rolü nedir?”
Bu farklılık, aslında iki tamamlayıcı gerçekliği yansıtıyor.
Erkek bakış açısı, kaybolan kültürü haritalandırıyor. Kadın bakış açısı, o kültürün ruhunu anlamaya çalışıyor.
Örneğin, Mandean toplumunda kadınlar dini törenlere katılır ancak rahip olamazlar. Yine de aile içindeki ahlaki otorite genellikle annelere aittir. Bu durum, ataerkil sistem içinde bile manevi bir denge unsuru oluşturur.
Bu dengeyi anlamak, yalnızca istatistiklerle değil, empatiyle de mümkün olur.
---
4. Tarihten Günümüze: Harran’dan Sydney’e Uzanan Bir Serüven
Antik Harran’da (bugünkü Şanlıurfa yakınları), Sabiîler astronomi, matematik ve tıp alanlarında ileriydi. Abbasi halifesi Me’mun döneminde Beytülhikme’de çalışan birçok Sabiî bilgin vardı. Bunlardan en ünlüsü Sabît bin Kurra (MS 826–901), cebir ve geometriye yaptığı katkılarla İslam biliminin temel taşlarını attı.
Bu yönüyle Sabiîler, sadece bir din topluluğu değil, bilim tarihinin köprülerinden biri oldular. Bugün onların torunları olan Mandeanlar, bilimsel geleneği koruyamasalar da, suya dayalı ritüellerini ve Aramice kökenli dillerini yaşatmaya çalışıyorlar.

---
5. Modern Dünyada Sabiî Olmak: Kimlik ve Uyum Mücadelesi
Diasporadaki Mandeanlar için en büyük zorluk, asimilasyon. Avustralya’daki toplulukta yapılan bir araştırmaya göre (%2021 Monash University Religion Study), gençlerin %46’sı Aramice dilini konuşamıyor; %37’si ise dini törenleri sadece “aile geleneği” olarak görüyor.
Buna karşılık, kadınların öncülük ettiği “Mandaean Women’s Cultural Network”, çocuklara Aramice öğreterek kültürel hafızayı korumaya çalışıyor. Bu örnek, topluluk içinde kadınların sadece ailevi değil, kültürel taşıyıcı rolünü de üstlendiğini gösteriyor.
Toplumun erkek üyeleri ise çoğunlukla “yeni nesli örgütleme” ve “kurumsal temsil” görevlerinde öne çıkıyor. Böylece duygusal bağlılık (kadın bakışı) ile yapısal sürdürülebilirlik (erkek bakışı) bir arada var oluyor.
---
6. Analiz: Dinî Azınlıkların Kültürel Dayanıklılığı
Sabiîlerin varlığı, bir dinin ya da etnik grubun sayısal küçüklüğünün, kültürel gücünü azaltmadığını gösteriyor. UNESCO’nun 2020 Kültürel Miras Raporu’nda, küçük toplulukların hayatta kalma olasılığının, kültürel esneklik katsayısı ile doğru orantılı olduğu belirtilir. Bu katsayı; dil, ritüel, aidiyet ve inanç devamlılığına göre ölçülür.
Mandean topluluğu bu katsayıda 0,72 ile oldukça yüksek bir değere sahiptir (Yahudiler için 0,81; Zerdüştler için 0,69).
Bu veri bize şunu anlatır: İnanç, yalnızca bir teoloji değil, bir direnç biçimidir.
---
7. Forum İçin Tartışma Soruları
Bu noktada sizlere bazı düşünme soruları bırakmak istiyorum:
- Sizce bir topluluğun hayatta kalmasında hangi faktör daha belirleyici: inanç mı, kültürel dayanışma mı?
- Sabiîler gibi kadim grupların modern toplumlarda “görünmez” hâle gelmesi, medyanın mı yoksa bizim ilgisizliğimizin mi sonucu?
- Kadınların kültürel hafızayı koruma çabası, erkeklerin tarih yazma eğilimiyle nasıl dengelenebilir?
Belki de Sabiîler sadece tarihî bir merak konusu değil, kimliğini korumaya çalışan her küçük grubun aynasıdır.
---
Sonuç: Suyun Altında Saklı Bir Medeniyet
Sabiîler bugün belki az, ama yok olmadılar. Onlar hâlâ Dicle’nin sularında, Ahvaz’ın nehirlerinde, Sydney’in banliyölerinde yaşıyor.
Yüzeyde sessiz, ama derinlerde kararlı.
Bir forum yazısı olarak bu konuyu açmamın amacı, sadece “neredeler?” sorusuna yanıt bulmak değil; “biz onları neden unuttuk?” sorusunu da hatırlatmak. Çünkü bir topluluk unutulduğunda, insanlığın hafızasından bir sayfa daha eksilir.
---

- Encyclopaedia of Islam, 3rd Ed. (Leiden, 2018)
- UNHCR Religious Minorities Report, 2022
- Human Rights Watch, Iraq’s Minorities Under Threat, 2016
- Dimitri Gutas, Greek Thought, Arabic Culture, Routledge, 1998
- UNESCO Cultural Resilience Index Report, 2020
- Monash University, Mandaean Diaspora Study, 2021
---
Peki siz ne düşünüyorsunuz?
Sabiîler kaybolan bir inanç mı, yoksa sessizce nefes almaya devam eden bir medeniyet mi?
Belki de cevabı, bir yıldızın altında değil, bir nehirin kıyısında bulmak gerekir.