celikci
New member
NASA bilim insanları yayınlanan yeni bir makalede, bugüne kadar dünya dışı akıllı yaşamla niye karşılaşmadığımız konusuna açıklık getirdiler. NASA, tüm akıllı yaşamların evrimde bu biçimde bir müsabakayı destekleyecek kadar sofistike bir noktaya ulaşmadan evvel muhtemelen kendilerini yok etmiş olduklarına ve şayet harekete geçmezsek, tıpkı yazgının insanları da beklediğine inanıyor.
Yayınlanan makalede geçen “Büyük Filtre” teorisi (çeşitli hayat biçimlerinin “filtrelenmesi”) kainatın hayatı boyunca diğer uygarlıklara beşik olduğunu savunuyor. Fakat bu uygarlıkların Dünya ile temas kuramadan kendilerini yok ettiklerine dikkat çekilen makalede, öteki omurların olduğunu öğrenebilmemiz ve kendi yok oluşumuzu önleyecek adımları atabilmemiz şartıyla, insanlık için hala biraz umut olduğu öne sürülüyor.
Astrofizikçi Jonathan Jiang ve ortak muharrirlerinin yayınladığı makalede, “İnsanlığın bu biçimdesine üniversal bir filtreden muvaffakiyetle geçmesinin anahtarı… kendimiz için [yıkıcı] nitelikleri belirlemek ve bunları evvelde etkisiz hale getirmektir,” deniliyor.
Yazarlar, insanları yok etmesi mümkün görünen her şeyin, diğer gezegenlerdeki akıllı yaşamları da tehdit edebileceğini savunuyor. Muharrirler, beşerler yahut başka akıllı ömür formları tarafınca etkilenebilecek muhtemel felaketler içinde nükleer savaş, salgın, iklim değişikliği ve denetimsiz yapay zekanın yer aldığını belirtiyor. Buna karşılık olarak ise bir daha araştırmacılar, en büyük zorluğun, hayatta kalmak için birlikte çalışmak olacağını belirtiyor: “Tarih, çeşitler ortası rekabetin ve daha da kıymetlisi iş birliğinin bizi icadın en yüksek doruklarına götürdüğünü göstermiştir. bir daha de, uzun vadeli sürdürülebilir büyümenin antitezi üzere görünen kavramlar karşısında hazırlıklı olmalıyız: Irkçılık, soykırım, adaletsizlik, sabotaj.”
Makalenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Yayınlanan makalede geçen “Büyük Filtre” teorisi (çeşitli hayat biçimlerinin “filtrelenmesi”) kainatın hayatı boyunca diğer uygarlıklara beşik olduğunu savunuyor. Fakat bu uygarlıkların Dünya ile temas kuramadan kendilerini yok ettiklerine dikkat çekilen makalede, öteki omurların olduğunu öğrenebilmemiz ve kendi yok oluşumuzu önleyecek adımları atabilmemiz şartıyla, insanlık için hala biraz umut olduğu öne sürülüyor.
Astrofizikçi Jonathan Jiang ve ortak muharrirlerinin yayınladığı makalede, “İnsanlığın bu biçimdesine üniversal bir filtreden muvaffakiyetle geçmesinin anahtarı… kendimiz için [yıkıcı] nitelikleri belirlemek ve bunları evvelde etkisiz hale getirmektir,” deniliyor.
Yazarlar, insanları yok etmesi mümkün görünen her şeyin, diğer gezegenlerdeki akıllı yaşamları da tehdit edebileceğini savunuyor. Muharrirler, beşerler yahut başka akıllı ömür formları tarafınca etkilenebilecek muhtemel felaketler içinde nükleer savaş, salgın, iklim değişikliği ve denetimsiz yapay zekanın yer aldığını belirtiyor. Buna karşılık olarak ise bir daha araştırmacılar, en büyük zorluğun, hayatta kalmak için birlikte çalışmak olacağını belirtiyor: “Tarih, çeşitler ortası rekabetin ve daha da kıymetlisi iş birliğinin bizi icadın en yüksek doruklarına götürdüğünü göstermiştir. bir daha de, uzun vadeli sürdürülebilir büyümenin antitezi üzere görünen kavramlar karşısında hazırlıklı olmalıyız: Irkçılık, soykırım, adaletsizlik, sabotaj.”
Makalenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.