bencede
New member
Ersen, “Şehirlerin bir yol haritası olması kaide. Bunun için de kamu liderliği gerekiyor. Kentin kıssası ve verisi yoksa yatırım da alamıyor” dedi. Tüm dünyanın ilgilendiren iklim kriziyle gayret sürecine dikkat çeken Ersen tahlilleri de şöyleki özetledi:
“Karbon salımı azaltılması, tüketim alışkanlıkların değişmesi, güç verimliliğinin artması, ormanların korunması, geri dönüşüm tesislerinin artması, su kaynaklarının idaresi, afet risk idaresi, ekosistemlerin korunması, sıhhat önlemleri, tarım ve besin güvenliğinin sağlanması en kıymetli başlıklar olmalı.”
KENTLER YARIŞIYOR
Dünya nüfusun yarısında fazlasının kentlerde yaşadığını belirten KTMMOB Kent Plancıları Odası Lideri Dr. Gizem Caner, “Artık ülkeler yerine, kentler yarışıyor. Markalaşma kavramı da bu biçimde doğdu ve değerli bir araç haline geldi. Lakin kentlere eser üzere bakmak, marka kent olmak için yanılgılı bir yaklaşım. Marka kent olmak istiyorsan biroldukça açıdan en âlâ kent olmalısın” dedi. Bunun için de bütüncül bir strateji gerektiğini belirten Caner, “Markalaşmayı bir fırsata çevirmeli, kentlerin kimliğini ortaya koymak için araç olarak kullanmalıyız. Biz de kentimizin kendi dinamiklerini özelliklerini dikkate almalıyız. Hangi noktada olduğumuzu gerçek saptamalı ve toplumun her bölümünü sürece dahil ederek, görüşlerini alarak ilerlemeliyiz. Unutmamak gerekir ki bir kenti marka yapmak, yalnızca yatırım çekmekle olmaz. Siz orada yaşayan insanları memnun edemiyorsanız, kaliteli hayat sunamıyorsanız tek başına yatırım gelmesi mana tabir etmez” halinde konuştu.
‘HİKÂYEMİZ OLMALI’
ARKIN Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi (ARUCAD) Rektör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Dalkılıç “Markalaşmak vaad etmek, bir kelam vermektir. Lakin değerli olan kelamı vermek değil, kelamı tutmak” dedi. Kuzey Kıbrıs’ın öykü eksikliği sorunu yaşadığını belirten Dalkılıç, şunları söylemiş oldu: “Markalaşmış kentlerin tamamında bir kıssa var. Barcelona denilince sanat kültür, Milano denilince moda, Paris’te ise aşk akla geliyor. Bu kentler bir tecrübe vaad ediyor. İşte Z nesli da bunun peşinde. Örneğin kahve çekirdeğini farklılaştıran öge, esere tüketirken geçirdiğiniz süreç. Bugün yeterli bir kahvede o parayı harcatan oradaki tecrübedir. Bizim de kentlerin markalaşmasına bu açıdan bakmamız lazım. Tüm sorun bir kıssa verebilmek.”
“Karbon salımı azaltılması, tüketim alışkanlıkların değişmesi, güç verimliliğinin artması, ormanların korunması, geri dönüşüm tesislerinin artması, su kaynaklarının idaresi, afet risk idaresi, ekosistemlerin korunması, sıhhat önlemleri, tarım ve besin güvenliğinin sağlanması en kıymetli başlıklar olmalı.”
KENTLER YARIŞIYOR
Dünya nüfusun yarısında fazlasının kentlerde yaşadığını belirten KTMMOB Kent Plancıları Odası Lideri Dr. Gizem Caner, “Artık ülkeler yerine, kentler yarışıyor. Markalaşma kavramı da bu biçimde doğdu ve değerli bir araç haline geldi. Lakin kentlere eser üzere bakmak, marka kent olmak için yanılgılı bir yaklaşım. Marka kent olmak istiyorsan biroldukça açıdan en âlâ kent olmalısın” dedi. Bunun için de bütüncül bir strateji gerektiğini belirten Caner, “Markalaşmayı bir fırsata çevirmeli, kentlerin kimliğini ortaya koymak için araç olarak kullanmalıyız. Biz de kentimizin kendi dinamiklerini özelliklerini dikkate almalıyız. Hangi noktada olduğumuzu gerçek saptamalı ve toplumun her bölümünü sürece dahil ederek, görüşlerini alarak ilerlemeliyiz. Unutmamak gerekir ki bir kenti marka yapmak, yalnızca yatırım çekmekle olmaz. Siz orada yaşayan insanları memnun edemiyorsanız, kaliteli hayat sunamıyorsanız tek başına yatırım gelmesi mana tabir etmez” halinde konuştu.
‘HİKÂYEMİZ OLMALI’
ARKIN Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi (ARUCAD) Rektör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Dalkılıç “Markalaşmak vaad etmek, bir kelam vermektir. Lakin değerli olan kelamı vermek değil, kelamı tutmak” dedi. Kuzey Kıbrıs’ın öykü eksikliği sorunu yaşadığını belirten Dalkılıç, şunları söylemiş oldu: “Markalaşmış kentlerin tamamında bir kıssa var. Barcelona denilince sanat kültür, Milano denilince moda, Paris’te ise aşk akla geliyor. Bu kentler bir tecrübe vaad ediyor. İşte Z nesli da bunun peşinde. Örneğin kahve çekirdeğini farklılaştıran öge, esere tüketirken geçirdiğiniz süreç. Bugün yeterli bir kahvede o parayı harcatan oradaki tecrübedir. Bizim de kentlerin markalaşmasına bu açıdan bakmamız lazım. Tüm sorun bir kıssa verebilmek.”