Kaçak yapılara kapı numarası veriliyor mu ?

Bakec

Global Mod
Global Mod
Merhaba dostlar! Kaçak yapılara kapı numarası veriliyor mu?

Geçen gün sokakta yürürken gözüme bir şey ilişti: Yan yana iki bina, birinde kocaman parlak metal bir “12” yazıyor, diğerinde ise “burası belli ki numarasız bir dünyada yaşıyor” dedirten boş bir kapı. İçimden “Acaba kaçak yapılara kapı numarası veriliyor mu? Verilmiyorsa posta nasıl geliyor? Yemek siparişi verenler kurye ile nasıl buluşuyor? Evlere gelen misafir Google Maps’te kayboluyor mu?” diye sorular sordum. Dedim ki, bu mesele forumda tartışılmalı. Hem mizahi hem de ciddi tarafı var çünkü.

Kapı numarası meselesi: Görünmezlik büyüsü mü?

Kaçak yapı nedir? Basitçe söylemek gerekirse, imar planına aykırı yapılan ve resmi kayıtlara girmeyen binalara kaçak yapı deniyor. Resmi kaydı olmayınca belediyeden elektrik, su, doğalgaz bağlatmak, tapu çıkarmak hatta kapı numarası almak bile sorun oluyor.

Kapı numarası verilmezse ne oluyor? Adres sistemiyle ilgili en temel sorun şu: Bir yapının kapı numarası yoksa, resmi olarak yokmuş gibi davranılıyor. Yani ev var ama devlet gözünde “görünmez ev”. Bu durumda kargo şirketi kapıda “yokmuşsunuz” diyebiliyor, ambulans bile navigasyonda adresi bulmakta zorlanabiliyor.

Ama işin komiği şu ki, halkımız pratik zekâsıyla çözüm bulmuş: Kapıya sprey boyayla yazılmış “12/A+1”, karton kutudan kesilmiş numaralar, bazen de sadece “Ahmetlerin evi” tabelaları… Resmiyet yok ama yaratıcılık sonsuz.

Kültürel dinamikler: Bizde numarasız ev olur mu?

Türkiye’de adres tarifleri zaten ayrı bir sanat dalı. “Marketin yanından sap, üçüncü elektrik direğini geç, sağdaki mavi kapı” tarzı tariflerle büyüdük. Kaçak yapılarda kapı numarası verilmediğinde bu tarifler daha da detaylanıyor: “Betonun üstüne çık, köpeği geç, soldaki ev bizim.”

Düşünün, resmi olarak numarasız ama mahallede herkesin bildiği bir ev… Bu durum, toplumsal hafızada “görünmez ev” ama aynı zamanda “herkesin bildiği sır”.

Erkeklerin stratejik bakışı: Çözüm peşinde

Erkeklerin yaklaşımı genelde “nasıl çözeriz?” yönünde oluyor. Mesela:

- “Ya kardeşim, belediye numara vermiyorsa biz kendimiz tabela yaptırırız.”

- “GPS’e koordinat kaydederim, kurye kapıda olur.”

- “Elektriği komşudan çek, numarayı da çivile, bitti gitti.”

Bu bakış açısı stratejik, pratik ve sonuç odaklı. Erkekler için önemli olan, sistem tanımasa da günlük hayatın işlemesi. “Numara yoksa numara yaparız” mantığı iş görüyor.

Kadınların empatik yaklaşımı: İnsan boyutu

Kadınların bakış açısı ise daha çok toplumsal ve duygusal tarafı görüyor. Örneğin:

- “Numarası olmayan evin yaşlıları ambulans çağırsa adres bulunmaz, yazık günah.”

- “Postacı numarayı bulamayınca komşu komşuya haber veriyor, bu dayanışma olmasa insanlar mağdur olur.”

- “Çocukların okula kaydı bile sıkıntıya giriyor, psikolojik yük çok büyük.”

Bu yaklaşımda mesele sadece kapıya numara asmak değil; insanın topluma görünür olma hakkı. Çünkü adresi olmayan ev, bir anlamda “kimliği eksik insan” gibi algılanıyor.

Mizahi yan: Numara yok ama hayat var

Türkiye’de kaçak yapılara dair efsaneleşmiş anılar var. Bir kurye anlatıyor: “Abi, adreste sadece ‘Ahmetlerin evi’ yazıyor. Telefon açtım, Ahmet dedi ki ‘köpeğe bağır, havlamazsa benim evdir’.” İşte size kapı numarasının halk versiyonu.

Başka bir anekdot: Bir mahallede resmi numara verilmediği için herkes kendi numarasını kafasına göre asmış. Yan yana üç ev var: 7, 7/A, 7/B. Ama aslında hepsi aynı parselde. Postacıya kolaylık olsun diye birisi üstüne not bırakmış: “Hangi paketse, kapıyı çal ver gitsin.”

Küresel örnekler: Başka ülkelerde işler nasıl?

Hindistan: Kaçak yapıların yoğun olduğu şehirlerde resmi numara yerine mahalle ismi ve yön tarifleri kullanılıyor. “Sarı tapınağın karşısı” gibi adresler günlük hayatın parçası.

Brezilya (Favelalar): Kaçak bölgelerde resmi numara yok ama topluluklar kendi posta sistemini kurmuş. Bazen gençler “gayriresmi postacı” rolüne girip mahalle içinde dağıtım yapıyor.

Türkiye farkı: Bizde ise mahalle dayanışması, kuryelerle doğrudan telefon trafiği ve “bir şekilde bulunur” mantığı işliyor.

Resmi boyut: Belediyeler ne yapıyor?

Normal şartlarda belediyeler, numara vermek için yapının ruhsatlı olmasını ister. Kaçak yapılara numara vermek, onları dolaylı yoldan meşrulaştırmak demektir. Bu yüzden genelde numara verilmez. Ama pratikte işler karışık: bazı belediyeler mahalle düzeni bozulmasın diye geçici numara atayabiliyor.

Gelecek: Dijital adresler ve görünürlük

Artık navigasyon uygulamaları sayesinde evlerin koordinatları daha önemli hale geliyor. Kapı numarası olmasa bile “konum at” kültürü, resmi numaraların eksikliğini büyük ölçüde kapatıyor. Belki gelecekte posta, kargo ve hatta ambulans sistemleri tamamen koordinat üzerinden işleyecek. O zaman kaçak yapılar “numarasız” olsa bile görünür olacak.

Ama unutmayalım: Numara sadece posta için değil, hukuki ve sosyal kimlik için de lazım. Dijital çağda bile adresin resmi olarak tanınmaması, o evin haklardan mahrum kalması demek.

Sonuç yerine: Numarasız ev, numarası bol sohbet

Kaçak yapılara kapı numarası veriliyor mu? Resmiyette çoğu zaman hayır. Ama hayat orada yaşıyor mu? Evet. İnsanlar çare buluyor mu? Hem de en yaratıcı şekilde. Erkekler stratejik çözümlerle “bir şekilde işler yürüsün” derken, kadınlar daha çok “insanlar mağdur olmasın” tarafında duruyor.

Sonuçta, numara yok ama hikâye çok. Belki resmi tabelada “12/A” yazmaz ama komşunun hafızasında “Fatma teyzenin evi” olarak yerini alır. Yani kapı numarası olsun ya da olmasın, bu yapılar toplumsal hafızanın numaralanmış bir parçası haline geliyor.

Ve belki de asıl soru şu: Gerçekten bir evin yaşaması için kapı numarasına ihtiyacı var mı, yoksa komşuların hatırında yer etmesi yeterli mi?
 
Üst