Beykozlu
New member
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafınca düzenlenen ”Cumhuriyetimizin 100. Yılına Yanlışsız Jeopolitik Sınamalar ve Fırsatlar” konferansına katılan Kalın, cumhuriyet ile yakın tarihte epey değerli bir sayfa açıldığını, 100. yılı kutlarken 2023’te cumhuriyetin muhasebesinin yapılacağını ve yeni gayelerin ortaya konulacağını anlattı.
Kalın, ihracatçıların dünyanın çeşitli yerlerinde yeni kapılar açtıklarını, tam da bu noktada yerli ve ulusal olmakla dünyaya entegre olmak içindeki istikrarın bulunmasının büyük kıymet arz ettiğini lisana getiren Kalın, “Bizim bu bahiste aradığımız şey altın orandır. İfrat ve tefriti reddederek orta yolu bulmaktır. Altın oran, dengeyi sağlayan temel ögedir. İmam Gazali, ‘Haddini aşan zıddına döner’ der. Türkiye, Doğu ile Batı içinde altın oranı ve dengeyi büyük ölçüde kurmuştur ve bunun için uğraş etmektedir. Türkiye’nin, cumhuriyetin 100. yılına dünyanın en saygın ülkelerinden biri olarak gireceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.” diye konuştu
“CUMHURBAŞKANIMIZIN UKRAYNA’YA YAPTIĞI ZİYARET BÜYÜK BİR DEĞER ARZ EDİYOR”
Rusya-Ukrayna içindeki gerginliğe dikkati çeken Kalın, şöyleki devam etti:
“NATO üyesi bir ülke olarak, Rusya, Çin, Afrika ve Orta Doğu, Körfez ve Latin Amerika ülkeleri ile de yeterli alakalar içerisinde olmamız gerektiğinin farkındayız. Politikalarımızı da buna göre şekillendiriyoruz. Daha dün Cumhurbaşkanımızın Ukrayna’ya yaptığı ziyaret, bu açıdan da büyük bir kıymet arz ediyor. Dünyanın üzerinde durduğu Ukrayna krizinin tam ortasında NATO üyesi bir Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımızın Ukrayna’ya yaptığı ziyaret, krizin aşılmasında epey kıymetli bir rol oynadı, oynamaya da devam edecek. Önümüzdeki aylarda Ukrayna sorunu gündemimizde olmaya devam edecek. Tahminen de önümüzdeki 3-5 ayın değil, 3-5 yılın konusu olarak gündemimizde olmaya devam edecek. Türkiye’nin, Batı ittifakının bir üyesi ve NATO müttefiki olarak Rusya ve Ukrayna ile âlâ alakalar içerisinde, tansiyonun azaltılması istikametinde üzerine düşen rolü oynamaya devam edeceğini açıkça beyan ettik. Cumhurbaşkanımız, Rusya ve Ukrayna başkanlarını bir ortaya getirmek suretiyle bir krizin, tahminen de mümkün bir savaşın önlenmesi istikametinde epey kıymetli bir teklifte bulundu. Önümüzdeki süreçte bunu yakından takip edeceğiz. Rastgele bir savaşa, askeri müdahaleye mahal vermeden bu krizin aşılması istikametinde de üzerimize düşen rolü oynamaya devam edeceğiz.”
“TÜRKİYE ÜZERE ÜLKELER PANDEMİYİ BİR FIRSATA DÖNÜŞTÜRDÜ”
Kovid-19 salgınının bir anda bütün dünyayı esir aldığını, bütün ayrımları ortadan kaldırdığını aktaran Kalın, en büyük iktisatların aciz hale geldiğini, bir manada eşitleme olduğunu ve tabiatın bir bildiri verdiğini söylemiş oldu.
Türkiye üzere ülkelerin pandemiyi bir fırsata dönüştürdüğüne işaret eden Kalın, “Önümüzdeki 10 yılda yaşanacak değişimin istikametini yanlışsız okumak bizim için büyük kıymet arz ediyor. Dış siyasette saygın ve tesirli bir Türkiye olarak 2023’e gireceğiz. Ulusal savunmada çalışmalarımızı ağırlaştıracağız. Bilim ve teknolojide inovatif bir ülke olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Kalın, biyogüvenlik, siber güvenlik ve besin güvenliği bahislerinin değerinin giderek artacağına işaret ederek, pandemide bu üç alanda da Türkiye’nin âlâ bir imtihan verdiğini söylemiş oldu.
Sanal gerçeklik dünyasına yanlışsız epey süratli bir biçimde gidildiğini anlatan Kalın, “Metaverse ile yeni dünyalarla yeni fırsat ve tehditler çıkacak. Bu dünyalara kayıtsız kalmamız mümkün değil. Gelecek gözümüzün önünde süratle inşa ediliyor. Bu manada geleceğe dinamik bir bakış açısıyla bakmamız gerekiyor.” tabirlerini kullandı.
“KİMSEDEN İLTİMAS BEKLEMİYORUZ”
Türkiye’nin hak ettiğinden daha azına razı olmayacağını vurgulayan Kalın, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Cumhurbaşkanımızın temsil ettiği durum bütün aktörler içinde eşit aktör bağıdır. Biz kimseden bir iltimas beklemiyoruz. Türkiye bu eşitliği talep ettiği için kimilerinin maksat tahtasına giriyor. Cumhurbaşkanımız, dünya sistemine bir ayna tutuyor. Aynada görünen suret hoş bir suret değil. Aynadaki suretinden rahatsız olanlar kendilerini düzeltmek yerine aynayı tutana taş atmayı tercih ediyorlar. Zira aynada adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk var. O yüzden Cumhurbaşkanımız her seferinde, ‘Dünya 5’ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür, birlikte daha fazlasını, daha uygununu yapabiliriz.’ diyor. Bize yıllardır empoze edilen Avrupa merkezli hiyerarşileri reddederek, ‘Eşit aktör ilgisi temelinde daha âlâ bir dünyayı bir arada inşa edebiliriz.’ diyor.”
“TÜRKİYE 2023’E SAYGIN, GÜÇLÜ, TESİRLİ BİR ÜLKE OLARAK GİRECEK”
Türkiye’nin bu temel tezinin 100. yıla giderken en büyük kıymetlerden olduğunu belirten Kalın, “Küresel adalet olmadan sürdürülebilir bir kalkınma, barış ve istikrarı inşa etmek mümkün değil. Global meselelerin da bu global adalet ve eşitlik unsuru çerçevesinde ele alınması, bizim dış siyasetteki Cumhurbaşkanımızın liderliğini ortaya koyduğu en değerli gayelerden bir adedidir.” değerlendirmesini yaptı.
İbrahim Kalın, Türkiye’nin 2023’e saygın, kuvvetli, tesirli bir ülke olarak gireceğinden kuşkuları olmadığını belirterek, “Jeopolitik olarak etrafımızda yaşanan bütün krizlere karşın bu problemlerin üstesinden gelme imkan ve kabiliyetine sahibiz.” dedi.
Karabağ sorununda geçen yıla kadar, 30 yıldır çözülemeyen bu ihtilafın nasıl çözüleceğine dair kimse bir vizyon ortaya koyamamışken, 44 günlük bir savaş kararında bir anda 30 yıllık bir sorunun tahlile kavuşturulduğunu belirten Kalın, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Kimsenin beklemediği, ummadığı bir gelişme yaşandı. 10 yıl evvel, ‘Türkiye-Azerbaycan bir ortaya gelecek ve Karabağ’ın bağımsızlığını 44 gün üzere kısa bir süre içerisinde sağlayacak.’ denseydi, muhtemelen hepimiz buna kuşkuyla yaklaşırdık. O denli bir imkan ve kaideler oluştu ki bir anda Kafkasların en temel problemi tahlile kavuştu. Türk Hava Yolları Erivan’a uçuşları başlattı. 30 yıl daha sonra Türkiye ile Ermenistan içinde artık bir olağanlaşma süreci var.”
Kalın, ihracatçıların dünyanın çeşitli yerlerinde yeni kapılar açtıklarını, tam da bu noktada yerli ve ulusal olmakla dünyaya entegre olmak içindeki istikrarın bulunmasının büyük kıymet arz ettiğini lisana getiren Kalın, “Bizim bu bahiste aradığımız şey altın orandır. İfrat ve tefriti reddederek orta yolu bulmaktır. Altın oran, dengeyi sağlayan temel ögedir. İmam Gazali, ‘Haddini aşan zıddına döner’ der. Türkiye, Doğu ile Batı içinde altın oranı ve dengeyi büyük ölçüde kurmuştur ve bunun için uğraş etmektedir. Türkiye’nin, cumhuriyetin 100. yılına dünyanın en saygın ülkelerinden biri olarak gireceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.” diye konuştu
“CUMHURBAŞKANIMIZIN UKRAYNA’YA YAPTIĞI ZİYARET BÜYÜK BİR DEĞER ARZ EDİYOR”
Rusya-Ukrayna içindeki gerginliğe dikkati çeken Kalın, şöyleki devam etti:
“NATO üyesi bir ülke olarak, Rusya, Çin, Afrika ve Orta Doğu, Körfez ve Latin Amerika ülkeleri ile de yeterli alakalar içerisinde olmamız gerektiğinin farkındayız. Politikalarımızı da buna göre şekillendiriyoruz. Daha dün Cumhurbaşkanımızın Ukrayna’ya yaptığı ziyaret, bu açıdan da büyük bir kıymet arz ediyor. Dünyanın üzerinde durduğu Ukrayna krizinin tam ortasında NATO üyesi bir Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımızın Ukrayna’ya yaptığı ziyaret, krizin aşılmasında epey kıymetli bir rol oynadı, oynamaya da devam edecek. Önümüzdeki aylarda Ukrayna sorunu gündemimizde olmaya devam edecek. Tahminen de önümüzdeki 3-5 ayın değil, 3-5 yılın konusu olarak gündemimizde olmaya devam edecek. Türkiye’nin, Batı ittifakının bir üyesi ve NATO müttefiki olarak Rusya ve Ukrayna ile âlâ alakalar içerisinde, tansiyonun azaltılması istikametinde üzerine düşen rolü oynamaya devam edeceğini açıkça beyan ettik. Cumhurbaşkanımız, Rusya ve Ukrayna başkanlarını bir ortaya getirmek suretiyle bir krizin, tahminen de mümkün bir savaşın önlenmesi istikametinde epey kıymetli bir teklifte bulundu. Önümüzdeki süreçte bunu yakından takip edeceğiz. Rastgele bir savaşa, askeri müdahaleye mahal vermeden bu krizin aşılması istikametinde de üzerimize düşen rolü oynamaya devam edeceğiz.”
“TÜRKİYE ÜZERE ÜLKELER PANDEMİYİ BİR FIRSATA DÖNÜŞTÜRDÜ”
Kovid-19 salgınının bir anda bütün dünyayı esir aldığını, bütün ayrımları ortadan kaldırdığını aktaran Kalın, en büyük iktisatların aciz hale geldiğini, bir manada eşitleme olduğunu ve tabiatın bir bildiri verdiğini söylemiş oldu.
Türkiye üzere ülkelerin pandemiyi bir fırsata dönüştürdüğüne işaret eden Kalın, “Önümüzdeki 10 yılda yaşanacak değişimin istikametini yanlışsız okumak bizim için büyük kıymet arz ediyor. Dış siyasette saygın ve tesirli bir Türkiye olarak 2023’e gireceğiz. Ulusal savunmada çalışmalarımızı ağırlaştıracağız. Bilim ve teknolojide inovatif bir ülke olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Kalın, biyogüvenlik, siber güvenlik ve besin güvenliği bahislerinin değerinin giderek artacağına işaret ederek, pandemide bu üç alanda da Türkiye’nin âlâ bir imtihan verdiğini söylemiş oldu.
Sanal gerçeklik dünyasına yanlışsız epey süratli bir biçimde gidildiğini anlatan Kalın, “Metaverse ile yeni dünyalarla yeni fırsat ve tehditler çıkacak. Bu dünyalara kayıtsız kalmamız mümkün değil. Gelecek gözümüzün önünde süratle inşa ediliyor. Bu manada geleceğe dinamik bir bakış açısıyla bakmamız gerekiyor.” tabirlerini kullandı.
“KİMSEDEN İLTİMAS BEKLEMİYORUZ”
Türkiye’nin hak ettiğinden daha azına razı olmayacağını vurgulayan Kalın, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Cumhurbaşkanımızın temsil ettiği durum bütün aktörler içinde eşit aktör bağıdır. Biz kimseden bir iltimas beklemiyoruz. Türkiye bu eşitliği talep ettiği için kimilerinin maksat tahtasına giriyor. Cumhurbaşkanımız, dünya sistemine bir ayna tutuyor. Aynada görünen suret hoş bir suret değil. Aynadaki suretinden rahatsız olanlar kendilerini düzeltmek yerine aynayı tutana taş atmayı tercih ediyorlar. Zira aynada adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk var. O yüzden Cumhurbaşkanımız her seferinde, ‘Dünya 5’ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür, birlikte daha fazlasını, daha uygununu yapabiliriz.’ diyor. Bize yıllardır empoze edilen Avrupa merkezli hiyerarşileri reddederek, ‘Eşit aktör ilgisi temelinde daha âlâ bir dünyayı bir arada inşa edebiliriz.’ diyor.”
“TÜRKİYE 2023’E SAYGIN, GÜÇLÜ, TESİRLİ BİR ÜLKE OLARAK GİRECEK”
Türkiye’nin bu temel tezinin 100. yıla giderken en büyük kıymetlerden olduğunu belirten Kalın, “Küresel adalet olmadan sürdürülebilir bir kalkınma, barış ve istikrarı inşa etmek mümkün değil. Global meselelerin da bu global adalet ve eşitlik unsuru çerçevesinde ele alınması, bizim dış siyasetteki Cumhurbaşkanımızın liderliğini ortaya koyduğu en değerli gayelerden bir adedidir.” değerlendirmesini yaptı.
İbrahim Kalın, Türkiye’nin 2023’e saygın, kuvvetli, tesirli bir ülke olarak gireceğinden kuşkuları olmadığını belirterek, “Jeopolitik olarak etrafımızda yaşanan bütün krizlere karşın bu problemlerin üstesinden gelme imkan ve kabiliyetine sahibiz.” dedi.
Karabağ sorununda geçen yıla kadar, 30 yıldır çözülemeyen bu ihtilafın nasıl çözüleceğine dair kimse bir vizyon ortaya koyamamışken, 44 günlük bir savaş kararında bir anda 30 yıllık bir sorunun tahlile kavuşturulduğunu belirten Kalın, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Kimsenin beklemediği, ummadığı bir gelişme yaşandı. 10 yıl evvel, ‘Türkiye-Azerbaycan bir ortaya gelecek ve Karabağ’ın bağımsızlığını 44 gün üzere kısa bir süre içerisinde sağlayacak.’ denseydi, muhtemelen hepimiz buna kuşkuyla yaklaşırdık. O denli bir imkan ve kaideler oluştu ki bir anda Kafkasların en temel problemi tahlile kavuştu. Türk Hava Yolları Erivan’a uçuşları başlattı. 30 yıl daha sonra Türkiye ile Ermenistan içinde artık bir olağanlaşma süreci var.”