Beykozlu
New member
Türk Kızılay Genel Lideri Kerem Kınık, ülke genelinde kan stoklarının taban düzeyin altı olan 35 bin düzebir daha düştüğünü belirterek, “Sağlıklı ve sorumluluk sahibi her bireyin kan bağışını bir alışkanlık olarak edinmesini temenni ediyorum. Kan bağışını 7 gün 24 saat sürdürmemiz lazım” dedi.
Kınık, yaptığı açıklamada, kan stoklarının aktüel durumu ve başlatılan “Ulusal Kan Bağışı Kampanyası”na ait ayrıntıları paylaştı.
Kanda taban stok düzeyinin 50 bin seviyesinde olduğunu aktaran Kınık, “50 bin taban stok düzeyinin altına düşüldüğünde ‘alarm’ veriyoruz. Zira bu Türkiye’nin ulusal kan stoku. Büsbütün vatandaşlarımızın istekli takviyeleriyle bu stokları yönetiyoruz, dolduruyoruz ve kan gereksinimlerini bu türlü karşılıyoruz.” tabirini kullandı.
Kan stoklarında kasvet yaşandığında da bunu açık ve şeffaf bir biçimde insanların bilgisine sunduklarına dikkati çeken Kınık, bu niçinle toplumsal medyadan da davette bulunduğunu anımsattı.
GRİP SALGINI OLUMSUZ ETKİLEDİ
Kınık, Ulusal Kan Bağışı Kampanyası’nın kan stoklarındaki azalma niçiniyle başlatıldığının altını çizerek, “Aslında bu çoklukla kış aylarında yaşadığımız bir durum, stoklar düşme eğilimi gösteriyor. Ama bu yıl, Kovid-19 salgını sürecinde yaşadığımıza emsal, ülke genelinde yaygın grip salgını eklendi. Bunun da yol açtığı olumsuz bir tesir kelam konusu.” dedi.
Okulların yarıyıl tatiline girmesiyle seyahatlerin artmasının da kan bağışlarında sorun yarattığını anlatan Kınık, “Üst üste binen bu ögeler, kan bağışlarında olumsuz tesirler oluşturdu. Hem günlük muhtaçlığın giderilmesi birebir vakitte ani büyük muhtaçlıklar olduğunda bunun karşılanabilmesi için kanda minimum stok düzeyini korumak zorundayız.” diye konuştu.
RAMAZANDA DA AZALIYOR
Kan stok düzeyinin aktüel durumuna yönelik Kınık, “Kan stoklarında şu an 35 bin seviyesindeyiz. Günlük 8-9-10 bin ünite civarında kan alıyoruz ve aşağı üst bu kadar da bir sarfiyatımız var. Günlük 2-3 bin ünite fazla kan bağışı aldığımızda stok düzeylerini doldurabiliyoruz. Şu an hayli panik yapacak bir durum yok fakat stokların inançta olması, her türlü makus kurala, olumsuz duruma karşı hazır olması açısından minimum stokları belirli bir düzeyde tutmamız gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
Kınık, ramazan ayında da kan bağışlarının azaldığına işaret ederek, bu periyoda yüksek stok düzeyiyle girilmesinin kıymet taşıdığını vurguladı.
“UÇAKLA VAN’DAN İSTANBUL’A KAN GETİRDİK”
Hastanede tedavi bakılırsanlere kan tedarikinde sorun yaşanıp yaşanmadığına ait de Kınık, şunları kaydetti:
“Hastanelerin gereksinimleri şu an karşılanabiliyor. Lakin Türkiye’de bin 564 hastane var, yaklaşık bin 200’ü bizden kan kullanıyor. Bin 200 hastanenin 13’ünün süreksiz kan bankası var, kendi kan muhtaçlıklarını buradan sağlıyorlar. Kalan hastanelerin tamamının kan gereksinimleri Kızılaydan tedarik ediliyor.
Acil, planlı ameliyatların ertelenmemesi için ulusal kan stoklarını, gereksinimin artması yahut azalmasına göre bir bölgeden başkasına uçaklarla sevk ederek yönetiyoruz. Örneğin, geçen gün uçakla Van’dan İstanbul’a kan getirdik. Her gün İzmir, Bursa, Trakya üzere farklı lokasyonlardan gereksinim oluşan yerlere uçaklarla kan sevkiyatlarımız olabiliyor. Bir bölgeden öteki tarafa takviye veriyoruz. Bu sayede badire yaşanmıyor fakat art planda elbette lojistik operasyonlarımız artıyor.”
“KAN BAĞIŞI ÜZERİNDEN MANİPÜLASYON YAPILMAMALI”
Kerem Kınık, kan bağışının yerine öteki bir tedavinin ikame edilemeyeceği, şayet olmazsa olmaz bir öge olduğunu ve her türlü tartışmanın uzağında tutulması gerektiğini söylemiş oldu.
Talasemi (Akdeniz anemisi) ve bunun üzere birtakım hastalıklarla çaba eden bireylerin sistemli olarak kan transfüzyonu almak zorunda olduğuna, trafik kazası üzere durumlarda acil kan muhtaçlıklarının doğduğuna dikkati çeken Kınık, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Bu tip durumlarda kan noktasında saatlerle yarışıyoruz. Kan bağışı, fazlaca özel, hassas bir durum ve bunun üstünden rastgele bir manipülasyon, yanlış bilgilendirme yapılmaması gerekiyor. Örneğin, ‘Kovid-19 aşısı olanların bağışladığı kanı reddetme’ üzere bilimsel olmayan birtakım söylentilerle, durumlarla karşılaşıyoruz. Bunların tamamı hilafıhakikat. Bilhassa sağlıklı ve sorumluluk sahibi her bireyin kan bağışını bir alışkanlık olarak edinmesini, gereksinim halinde de kan merkezlerimiz aracılığıyla kan ve kök hücre bağışçısı olmalarını temenni ediyorum.”
“TOPLAM BAĞIŞÇI SAYIMIZIN YÜZDE 14’Ü KADIN”
Kişilerin Türk Kızılayın “kanver.org” sitesi ve taşınabilir kan bağışı uygulamasından kendilerine en yakın bağış merkezinde randevu alabileceğine, ayrıyeten kan bağışı konusunda merak ettikleri tüm bilgilere de erişebileceğine işaret eden Kınık, tertipli kan bağışında bulunan bireyleri onurlandırmak ve teşvik etmek maksadıyla gümüş, altın ve bronz madalya verdiklerini anımsattı.
Kınık, bayanların kan bağışında erkeklere göre bir ölçü geride kaldığına işaret ederek, kelamlarını, “Toplam bağışçı sayımızın yüzde 14’ü bayan. Bunun biraz artırılması gerekiyor. Bayanlarla ilgili kan bağışı konusunda yanlış bilinen, birtakım kent efsaneleri var. Bu hususta da hakikat bilgilendirmeleri yapmaya çalışıyoruz. Kan bağışını 7 gün 24 saat sürdürmemiz gerekiyor. Zira kan acil değil, daima bir gereksinim.” diye tamamladı.
Kınık, yaptığı açıklamada, kan stoklarının aktüel durumu ve başlatılan “Ulusal Kan Bağışı Kampanyası”na ait ayrıntıları paylaştı.
Kanda taban stok düzeyinin 50 bin seviyesinde olduğunu aktaran Kınık, “50 bin taban stok düzeyinin altına düşüldüğünde ‘alarm’ veriyoruz. Zira bu Türkiye’nin ulusal kan stoku. Büsbütün vatandaşlarımızın istekli takviyeleriyle bu stokları yönetiyoruz, dolduruyoruz ve kan gereksinimlerini bu türlü karşılıyoruz.” tabirini kullandı.
Kan stoklarında kasvet yaşandığında da bunu açık ve şeffaf bir biçimde insanların bilgisine sunduklarına dikkati çeken Kınık, bu niçinle toplumsal medyadan da davette bulunduğunu anımsattı.
GRİP SALGINI OLUMSUZ ETKİLEDİ
Kınık, Ulusal Kan Bağışı Kampanyası’nın kan stoklarındaki azalma niçiniyle başlatıldığının altını çizerek, “Aslında bu çoklukla kış aylarında yaşadığımız bir durum, stoklar düşme eğilimi gösteriyor. Ama bu yıl, Kovid-19 salgını sürecinde yaşadığımıza emsal, ülke genelinde yaygın grip salgını eklendi. Bunun da yol açtığı olumsuz bir tesir kelam konusu.” dedi.
Okulların yarıyıl tatiline girmesiyle seyahatlerin artmasının da kan bağışlarında sorun yarattığını anlatan Kınık, “Üst üste binen bu ögeler, kan bağışlarında olumsuz tesirler oluşturdu. Hem günlük muhtaçlığın giderilmesi birebir vakitte ani büyük muhtaçlıklar olduğunda bunun karşılanabilmesi için kanda minimum stok düzeyini korumak zorundayız.” diye konuştu.
RAMAZANDA DA AZALIYOR
Kan stok düzeyinin aktüel durumuna yönelik Kınık, “Kan stoklarında şu an 35 bin seviyesindeyiz. Günlük 8-9-10 bin ünite civarında kan alıyoruz ve aşağı üst bu kadar da bir sarfiyatımız var. Günlük 2-3 bin ünite fazla kan bağışı aldığımızda stok düzeylerini doldurabiliyoruz. Şu an hayli panik yapacak bir durum yok fakat stokların inançta olması, her türlü makus kurala, olumsuz duruma karşı hazır olması açısından minimum stokları belirli bir düzeyde tutmamız gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
Kınık, ramazan ayında da kan bağışlarının azaldığına işaret ederek, bu periyoda yüksek stok düzeyiyle girilmesinin kıymet taşıdığını vurguladı.
“UÇAKLA VAN’DAN İSTANBUL’A KAN GETİRDİK”
Hastanede tedavi bakılırsanlere kan tedarikinde sorun yaşanıp yaşanmadığına ait de Kınık, şunları kaydetti:
“Hastanelerin gereksinimleri şu an karşılanabiliyor. Lakin Türkiye’de bin 564 hastane var, yaklaşık bin 200’ü bizden kan kullanıyor. Bin 200 hastanenin 13’ünün süreksiz kan bankası var, kendi kan muhtaçlıklarını buradan sağlıyorlar. Kalan hastanelerin tamamının kan gereksinimleri Kızılaydan tedarik ediliyor.
Acil, planlı ameliyatların ertelenmemesi için ulusal kan stoklarını, gereksinimin artması yahut azalmasına göre bir bölgeden başkasına uçaklarla sevk ederek yönetiyoruz. Örneğin, geçen gün uçakla Van’dan İstanbul’a kan getirdik. Her gün İzmir, Bursa, Trakya üzere farklı lokasyonlardan gereksinim oluşan yerlere uçaklarla kan sevkiyatlarımız olabiliyor. Bir bölgeden öteki tarafa takviye veriyoruz. Bu sayede badire yaşanmıyor fakat art planda elbette lojistik operasyonlarımız artıyor.”
“KAN BAĞIŞI ÜZERİNDEN MANİPÜLASYON YAPILMAMALI”
Kerem Kınık, kan bağışının yerine öteki bir tedavinin ikame edilemeyeceği, şayet olmazsa olmaz bir öge olduğunu ve her türlü tartışmanın uzağında tutulması gerektiğini söylemiş oldu.
Talasemi (Akdeniz anemisi) ve bunun üzere birtakım hastalıklarla çaba eden bireylerin sistemli olarak kan transfüzyonu almak zorunda olduğuna, trafik kazası üzere durumlarda acil kan muhtaçlıklarının doğduğuna dikkati çeken Kınık, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Bu tip durumlarda kan noktasında saatlerle yarışıyoruz. Kan bağışı, fazlaca özel, hassas bir durum ve bunun üstünden rastgele bir manipülasyon, yanlış bilgilendirme yapılmaması gerekiyor. Örneğin, ‘Kovid-19 aşısı olanların bağışladığı kanı reddetme’ üzere bilimsel olmayan birtakım söylentilerle, durumlarla karşılaşıyoruz. Bunların tamamı hilafıhakikat. Bilhassa sağlıklı ve sorumluluk sahibi her bireyin kan bağışını bir alışkanlık olarak edinmesini, gereksinim halinde de kan merkezlerimiz aracılığıyla kan ve kök hücre bağışçısı olmalarını temenni ediyorum.”
“TOPLAM BAĞIŞÇI SAYIMIZIN YÜZDE 14’Ü KADIN”
Kişilerin Türk Kızılayın “kanver.org” sitesi ve taşınabilir kan bağışı uygulamasından kendilerine en yakın bağış merkezinde randevu alabileceğine, ayrıyeten kan bağışı konusunda merak ettikleri tüm bilgilere de erişebileceğine işaret eden Kınık, tertipli kan bağışında bulunan bireyleri onurlandırmak ve teşvik etmek maksadıyla gümüş, altın ve bronz madalya verdiklerini anımsattı.
Kınık, bayanların kan bağışında erkeklere göre bir ölçü geride kaldığına işaret ederek, kelamlarını, “Toplam bağışçı sayımızın yüzde 14’ü bayan. Bunun biraz artırılması gerekiyor. Bayanlarla ilgili kan bağışı konusunda yanlış bilinen, birtakım kent efsaneleri var. Bu hususta da hakikat bilgilendirmeleri yapmaya çalışıyoruz. Kan bağışını 7 gün 24 saat sürdürmemiz gerekiyor. Zira kan acil değil, daima bir gereksinim.” diye tamamladı.